Ölüler için Dua Etmek

 

Ölüler için Dua etmek

Bir yakınınızı kaybettiyseniz bunun nasıl acı verici bir şey olduğunu bilirsiniz. Sevdiğiniz kişiyi artık göremeyeceğiniz gerçeği bir yana, onun sonsuzluğu nerede geçireceği sorusu da sizi meşgul edebilir. Bazı inançlarda insanlar ölen yakınları için dua eder, sadaka verir ya da ölen kişinin hayrına başka “sevap” işler yaparak ölene bir faydaları olsun isterler. Ölen için bir şeyler yapabileceğimiz düşüncesi, onu kaybetmenin acısını dindirmek için yardım edebilir. Peki bu işlerimizin ölen yakınımıza bir faydası var mıdır?
Kutsal Kitap bu düşünceyi reddeder. Çünkü biri öldüğü anda sonsuzluğu nerede geçireceği de değiştirilemez bir şekilde belirlenmiştir. Kutsal Kitap’ta bu konuyla ilgili şunlar yazar:

‹‹Zengin bir adam vardı. Mor, ince keten giysiler giyer, bolluk içinde her gün eğlenirdi. Her tarafı yara içinde olan Lazar adında yoksul bir adam bu zenginin kapısının önüne bırakılırdı; zenginin sofrasından düşen kırıntılarla karnını doyurmaya can atardı. Bir yandan da köpekler gelip onun yaralarını yalardı. ‹‹Bir gün yoksul adam öldü, melekler onu alıp İbrahim’in yanına götürdüler. Sonra zengin adam da öldü ve gömüldü. Ölüler diyarında ıstırap çeken zengin adam başını kaldırıp uzakta İbrahim’i ve onun yanında Lazar’ı gördü. ‹Ey babamız İbrahim, acı bana!› diye seslendi. ‹Lazar’ı gönder de parmağının ucunu suya batırıp dilimi serinletsin. Bu alevlerin içinde azap çekiyorum.› ‹‹İbrahim, ‹Oğlum› dedi, ‹Yaşamın boyunca senin iyilik payını, Lazar’ın da kötülük payını aldığını unutma. Şimdiyse o burada teselli ediliyor, sen de azap çekiyorsun. Üstelik, aramıza öyle bir uçurum kondu ki, ne buradan size gelmek isteyenler gelebilir, ne de oradan kimse bize gelebilir.› (Luka 16:19-26)

Buradan da anlayacağımız gibi bir kişi öldükten sonra, artık onun için yapılabilecek bir şey yoktur. Herkesin kendinden sorumlu olduğu gerçeğini hatırlatan bir ayet de şudur:

Doğru kişi doğruluğunun, kötü kişi kötülüğünün karşılığını alacaktır. (Hezekiel 18:20)

Ölen birinin ailesi ve acı çeken bütün yakınları için dua edebiliriz. Ama ölen kişinin kurtuluşu için yapabileceğimiz bir şey yoktur. Herkesin bir hayatı vardır ve hayattayken nasıl yaşayacağından kendisi sorumludur. Kuşkusuz çevremiz, ailemiz ve başka koşullar bizi etkilerler, ama hangi kararı alacağımıza biz kendimiz karar veririz ve aldığımız kararlardan ve sonuçlarından biz sorumluyuz.
Ölüm Adem’in günahının bir sonucudur. Nitekim Kutsal Kitap’ta şöyle yazar:

Günah bir insan aracılığıyla, ölüm de günah aracılığıyla dünyaya girdi. Böylece ölüm bütün insanlara yayıldı. Çünkü hepsi günah işledi. (Romalılar 5:12)

Günahın bedelinden özgür olmanın tek yolu, ölümü yenmiş olan İsa Mesih’e iman etmektir:

İsa suçlarımız için ölüme teslim edildi ve aklanmamız için diriltildi. (Romalılar 4:25)

Çünkü ölüm bir tek adamın suçu yüzünden o tek adam aracılığıyla egemenlik sürdüyse, Tanrı’nın bol lütfunu ve aklanma bağışını alanların bir tek adam, yani İsa Mesih sayesinde yaşamda egemenlik sürecekleri çok daha kesindir. (Romalılar 5:17)

Bu yazıyı okuyan değerli kardeşim, henüz İsa Mesih’e iman etmediyseniz, şimdi bunu yapmak için bir fırsatınız var. İsa Mesih sizi günahın boyunduruğundan kurtarmak için çarmıhta hayatını verdi ve üç gün sonra dirildi. Ebediyeti Tanrı’nın yanında geçirmek için hâlâ bir fırsatınız var. Günahlarınızı Tanrı’ya itiraf ederek tövbe edin ve O’nun İsa Mesih aracılığıyla sunduğu kurtuluşu kabul edin. Örneğin şu şekilde dua edebilirsiniz:

“Rab İsa, ben günahkâr bir insanım. Kendi çabamla günahlarımdan arınıp Senin istediğin kutsallığa erişmem mümkün değil. Çarmıhta ölerek, benim günahlarım için ödemem gereken bedeli ödediğine iman ediyorum. Sana bunun için şükrederim. İşte yüreğimin kapısını açıyorum. Hayatıma gir ve Rabbim ve Kurtarıcım ol. Amin.”